Bazen, tıpkı şimdiki gibi, o kadar öfkeyle doluyorum ki; ne yazabiliyor, ne de konuşabiliyorum. Bi yerden başlasam, gider oysa. Avaz avaz bağırabilir, günlerce tartışabilirim. Öylesi, ölesi öfkeliyim.
Tüm hayal gücümü kullanıp, ağız dolusu ve okkalı küfürler savurmak istiyorum. Ağzımdan çıktı mı, yerden kalkmayacak kadar ağır laflar..
İşin kötüsü böylesi öfke duymama müsaade ettiğim için, en çok da kendime öfkeleniyorum.. Belki de sadece kendime öfkeleniyorum, bilmiyorum. Şu an ayırt edemiyorum.
Çabuk gözyaşına dönüşen, acıdan doğan bi öfke bu. İç yakan, ama en çok da benim içimi kavuran bi öfke..
Bu his yeni. Çok yabancıyım buna. Ve şöyle bir gerçek var o yüzden:
"Onları öfkeme layık bulmuyorum. Öfkem bana ait bir şey. Yakın hissetmediğim birine nasıl gösteririm onu. Onlara da size davrandığım gibi davranmış olurum. Asıl o zaman, kötülük etmiş olurum size."
Sakinleşeceğim..
missthesunshine.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder